Durup
bir nefes alıyorum, boğulduğum hayat işlerinden. Düşüncelerimi hayallerime
sürüyorum, kurak topraklardan nehirlere doğru.. Yağmurlarla beraber
ıslanıyorum, tenimde rüzgarın serinliği ve koşuyorum önce yavaş sonra
hızlı, adımlarımı daha fazla açıyorum, nefesim hızlanmaya,
vücudum titremeye başlıyor.. Koştukça yaklaşıyorum. O'na yaklaşmanın verdiği heyecanla
daha da hızlanıyorum, hırslanıyorum..
Sol tarafımda günahlarımın uçurumu, sağımda içimdeki kız çocuğunun simgesi
yemyeşil ağaçlar. Hem korkuyorum, hem gülümsüyorum.. Karmakarışık ruh haliyle,
senden kalan yaşanmışlığın izleriyle
durmak bilmeden koşuyorum. Dönemeçler çıkıyor
karşıma, keskin, tehlikeli. Yavaşlamadan
alıyorum virajları, terden sırılsıklamım.. Susuyorum, ağzım kuruyor, boğazlarım
kabuk kabuk, gözümden yaş geliyor... Ve varıyorum nihayet, duruyorum. Ellerim
dizlerimde, başım aşağıda, derin derin soluk alıp veriyorum, hızlıdan
yavaşa doğru... Nabzım normale dönünce başımı kaldırıyorum.
Gökyüzü aynı gökyüzü, sessizlik aynı sessizlik ben yine kurak topraklardayım..
Ne ben değişebilirmişim, ne de bendeki sen..
Not: Bu yazının fonu için
Badem-Öykü Gürman (Değişmem) dinle.